Korkutucu Düşünceleri Bir Kutuya Koymak
Çocuklarda Kaygı ile Tetiklenen Uyku Sorunu
Korku, kişinin güvenliğine tehlike oluşturabilecek bir uyarana karşı verdiği doğal bir tepkidir. Kaygı ise, tamamen düşünce üzerine oluşan bir duygudur. Çocuklarla yapılan araştırmalarda uyku ve kaygı sorunlarının önemli oranda korkunç düşüncelere veya gece korkularına bağlı olduğu gözlemlenmektedir. Bu durumda çocuklar odalarına girmeyi reddedebilir, üzüntü gösterebilir, ebeveynleriyle uyumayı talep edebilir veya karanlığa karşı gece ışıkları gibi yardımcı araçların kullanılması konusunda ısrar edebilirler.
Bu çoğunlukla geçici bir aşamadır. Ancak durum, karanlıktan korkmaktan daha fazlası olduğunda uzun sürebilir. Çocuğunuzun kaygısını erken yaşta anlamak, gelecekteki risk faktörlerini önlemek açısından önemlidir.
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve yenilikçi müdahaleleri, çocuklarda çeşitli kaygı belirtilerinin değerlendirilmesinde ve tedavisinde kullanılabilir. Terapötik oyunlar, sanat etkinlikleri, hikaye anlatımı ve diğer yaratıcı müdahaleler, çocuklarla çalışırken kullanılan BDT yöntemlerden birkaçıdır.
Bir Oyun Terapisi Yöntemi: Korku Kutusu Metaforu
Oyun terapistlerinin çok kullandığı tekniklerden biri olan korku kutusu metaforu ve hikayenin içinde ebeveynin zaman zaman bu tarz korkuları olduğunu çocuğa söylemesi ile empati yaparken diğer yandan birlikte başa çıkabilmeyi gösteriyor.
Kidly’de yayınlanan, uyku kaygısı ve korkuları konusu için bir rehber niteliğinde bir hikaye var: Panda Cotta’nın Korkunç Düşünceleri.
Hikaye içinde korkunç düşüncelerle başa çıkmak için bir mindfulness pratiği de var!
Hikayedeki korku düşüncesini bilişsel davranışçı terapiye göre uyarlayacak olursak, uyku öncesinde;
Fakat ebeveyn, çocuk ile korku kutusu, mindfulness pratiğini uyguladıktan sonra çocuğun bilişlerinde şöyle değişiklikler meydana gelir;
Hikayelerle desteklenen terapiler, uyku sürecinin istenilen düzeye gelmesine yardımcı olabilir. “Panda Cottanın Korkunç Düşünceleri” hikayesinde, aslında işlevsiz olan korku düşünceleri, empatik bir yaklaşımla çocuğun dikkatine sunuyor. Sonrasında da işlevsel bir fikir oluşturma girişiminde bulunuyor. Ardından korku kutusu ile çocuk tüm korkunç düşüncelerini nefes egzersizi ile o kutuya bırakarak daha rahat uyumayı ve korkusuyla nasıl mücadele edebileceğini deneyimliyor.
Özellikle küçük yaşta başlayan korku durumlarında, ebeveynin sürece dahil olarak çocuğu desteklemesi ve cesaretlendirmesi, çözüm adına büyük önem taşımaktadır. Panda Cotta’nın öyküsü, çocukları sevimli bir karakterin gözünden kaygıyı öğrenmeye davet ederken, değişim için umut olduğunu da gösteriyor.
Övgü Yaren Soydan
Klinik Psikolog
Psikoloji alanında 4 senelik lisans sürecini tamamladıktan sonra Klinik Psikoloji alanında yüksek lisans eğitimini tamamlayarak, eğitim süresince Çocuklarda Resim Analizi, Oyun Terapisi ve Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimleri de almıştır. Halen çocuk, ergen ve yetişkin psikolojisi üzerine çalışmaktadır.