Okul Öncesi Dönemde Kaygılı Çocuğa Nasıl Yaklaşılmalı?

Kaygı, çocuklar için de zorlayıcı bir duygudur.

Kaygı, çocuk ya da yetişkin fark etmeksizin herkesin zaman zaman hissettiği zorlayıcı bir duygudur. Ebeveynlerin doğru yaklaşımı, uzman yardımı ve çeşitli destekleyici uygulamalar ile çocukların kaygı ile olan ilişkisinin dönüşmesine yardımcı olmak mümkündür. Peki neler yapabilir, nelere dikkat edebiliriz?

Çocuklarda kaygı nedir? Çocuklarda kaygı, tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi korkutucu ya da tehdit edici bir duruma karşı verilen duygusal ya da bedensel tepkiye denir. Çocukların kendilerini ve çevrelerini anlamaya ve yorumlamaya başladıkları okul öncesi dönemde, farklı çevresel faktörlere göre çocuğun kaygı düzeyi de şekillenmeye başlar. Kaygının şiddeti çocuğun içinde bulunduğu ortama, ebeveynlerinin, öğretmenlerinin ya da arkadaşlarının ona olan yaklaşımına göre değişir.

Çocuklarda kaygıyı tetikleyen ana etmenler genellikle şöyledir:

  • Genetik ve çevresel faktörler
  • İlgisiz ve sevgisiz bir ortamda büyümek
  • Okula başlamak
  • Okul değiştirmek
  • Yeni bir kardeşin gelişi
  • Taşınma
  • Ebeveynlerin boşanması
  • Ebeveynlerin yeniden partner edinmesi
  • Hastalık
  • Ölüm


Çocuğun kaygılı olduğu nasıl anlaşılır? Kaygı, genellikle kendisini fiziksel ya da psikolojik belirtilerle gösterir. Kaygı bozukluğu yaşayan çocuklarda hızlı nefes alma, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bulantı, iştahsızlık, uykusuzluk gibi fiziksel belirtilerin yanı sıra, aşırı ağlama, öfke, gerginlik, huzursuzluk, felaketleştirme ve düşünceler, konsantrasyon sorunları gibi çeşitli duygusal işaretler de söz konusu olabilir.

Muhakeme becerileri gelişmiş, neden-sonuç ilişkisi kurabilen, yeri geldiğinde yardım isteyebilen yetişkinler için tüm bu yetilere rağmen kaygı ile baş etmek çoğu zaman oldukça zordur. Çocuklar duygularını yetişkinlerden çok daha yoğun yaşarlar ve kaygı öne çıktığında anlamlandırmakta güçlük çekebilirler. Kaygının yönetmediği bir çocukluk süreci için çocukların desteğe, kendilerini ifade edebildikleri, otantik dünyalarının desteklendiği bir ortama ihtiyaçları vardır.

Ebeveynler kaygılı çocuğa nasıl yaklaşabilir?

1- İç dünyasında neler oluyor keşfedin.
Kaygılı bir çocuğa destek olmak adına ilk yapılması gerekenler arasında iyi bir dinleyici olmak gelir. Serbest oyun esnasında ya da spontan bir sohbet içerisinde çocuğun ne hissettiğini, ne tür düşüncelerle mücadele ettiğini öğrenmek, iç dünyasında olan bitenlere dikkat ve merakla yaklaşmak, kaygının hafifletilmesine yönelik temel bir adımdır. Çocuğun duygularını ifade etmesine yardımcı, güvende hissettiği bir ortam ve şefkatli ve empatik bir yaklaşım ile zorlandığı noktalar birlikte keşfedilebilir ve yaşadığı kaygılara yönelik çeşitli yöntemler geliştirilebilir.

2- Rol model olun.
Çocukların duygularını fark edebilmeleri ve kaygılarını aktarabilmeleri büyüdükleri ortamda öğrendikleri bir beceridir. Çocuk, etrafındaki pek çok şeyi gözlemleyerek ve modelleyerek öğrenir. İhtiyaçlarını ifade etmeyi, öfkesini yaşamayı, yaşadığı sıkıntıları paylaşmayı etrafındaki yetişkinler gibi yapmak ister. Duyguların bastırıldığı, iletişim ve paylaşımın zayıf olduğu bir ortamda büyüyen çocuk için kaygıyı yönetmek çok daha zor olabilir. Bu dönemde ebeveynlerin çocukların görüş alanında olduklarını bilmesi oldukça önemlidir. Örneğin, çocuğuyla üzgün olduğunu paylaşan, ancak herkes gibi onun için de bu duygunun geçici olduğunun altını çizen ebeveyn, çocuğun kaygısını artırmadan onu paylaşıma teşvik etmiş olacaktır.

3- Ona konu ile ilgili kitaplar okuyun.
Okul öncesi dönemde çocuklara duygusal okuryazarlık kazandırmak, çocukların kaygı seviyelerini azaltmaya yönelik etkili yöntemlerden biridir. Araştırmaya göre, okul öncesi çağda duyguların merkezde olduğu kitaplar okuyan çocukların pozitif davranışları artarken saldırgan davranışlarının azaldığı görülmüştür. Farklı duyguları fark etme ve ifade etme noktasında kitapların desteğini alan çocuklar, bu duyguları yönetmeyi öğrenme yolunda da önemli bir adım atmış olacaktır.

Çocukta kaygı ne zaman sorun haline gelir? Ne zaman yardım almalı?
Kaygı, çocuk ya da yetişkin fark etmeksizin herkesin zaman zaman yaşadığı son derece insani bir duygudur. Ancak çocuk, yaşadığı kaygı nedeniyle ailesi ya da arkadaşlarıyla sorunlar yaşıyorsa, endişesi sürekli artıyorsa, kaygıyı somatik olarak da deneyimliyorsa ve ebeveynler bu konuda kendi başlarına yol alamıyorsa, bir uzmandan yardım almak için adım atılabilir.

Ebevenylerin yaklaşımı çok şeyi değiştirebilir!
Çocuklar, tıpkı yetişkinler gibi yaşadıklarını her zaman rahatlıkla ve net şekilde ifade edemeyebilir. Yoğun kaygı yaşayan bir çocuk bu kaygılarından anne ya da babasına hiç söz etmemiş olabilir. Burada ebeveynin gözlemi ve çocuğa olan yaklaşımı oldukça kritiktir.

Çocuğu gözlemlemek, duygu değişimlerini fark ederek konuşmaya teşvik etmek ve en önemlisi de tüm sürece baskı kurmadan, yargısız ve yapıcı bir yaklaşımla eğilmek, çocuğun kaygıyı yönetmeyi öğrenmesine destek olacaktır. Örneğin, her gün okula koşarak giden çocuğun o gün neden gitmek istemediğini öğrenmek kaygıyı anlamak ve çocuğa destek olmak noktasında basit ama kritik bir adım olabilir.

Çocuklar için öngörülebilir rutinler oluşturmak, fiziksel aktiviteyi teşvik etmek, güvenli bir ev ortamı sağlamak ve nefes egzersizi, meditasyon gibi farkındalık tekniklerini öğretmek, bu yaklaşımın bir parçası olarak çocukların kaygılarının azalmasına yardımcı yöntemlerdir. (bkz. Çocuğunuz Kidly meditasyon modülünden nasıl yararlanabilir?)

Ebeveynlerin çocuklarının kaygılarını yönetmede önemli bir rol oynadıklarını anlamaları oldukça kritiktir. Kendi korku ve kaygılarıyla çalışan, çocuklarına merak ve dikkatle yaklaşarak onlarla destekleyici bir ilişki kurmayı hedefleyen ebeveynler kaygılı çocuğun dünyasını dönüştürebilir.

İmdat Çocuğum Beni Duymuyor!